Amaç:
Renal hücreli karsinom (RCC), renal korteksten köken alır ve primer renal neoplazmların %80-85'ini oluşturur (1). Glasgow Prognostik Skoru (GPS), sistemik inflamasyon ve beslenme durumunun prognozunu değerlendirmek amacıyla kullanılan bir skorlama sistemidir ve yaygın olarak kanser hastalarında sağkalım tahmini için kullanılır. Bu çalışmada, metastatik RCC`de nivolumab tedavisine yanıtın öngörülmesinde GPS`nun rolünü değerlendirmeyi amaçladık.
Yöntem:
2004-2024 yılları arasında kliniğimizde mRCC tanısıyla Nivolumab alan hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi. Nivolumab öncesi hastalar GPS 0, 1, 2 olacak şekilde üç grupta değerlendirildi. Hastaların sağkalım sonuçları karşılaştırıldı.
Bulgular:
Çalışmaya nivolumab kullanan 80 mRCC hastası dahil edildi. Hastaların 21`i (%26,2) kadın, 59(73,8%) erkekti. 6 hasta birinci basamakta, 42 hasta (%52,5) ikinci basamakta, 23 hasta (%28,7) üçüncü basamakta, 7 hasta 4.basamakta, 2 hasta 5.basamakta nivolumab almıştı. International Metastatic Renal Cell Carcinoma Database Consortium (IMDC) risk grubuna göre, GPS 0 olan 19 hastanın 9`u iyi risk, 7`si orta risk ve 3`ü kötü risk grubundaydı. GPS 1 olan 47 hastanın 18`i iyi risk, 18`i orta risk ve 11`i kötü risk grubundaydı. GPS 2 olan 14 hastanın 5`i orta risk 9`u ise kötü risk grubundaydı. (Şekil 1) GPS 0 olanlarda median progresyonsuz sağ kalım (mPFS) 31.3 ay, GPS 1 olanlarda mPFS 6.8 ay, GPS 2 olanlarda mPFS 4.4 ay olarak belirlendi. ( p: 0,001) (Şekil 2) GPS 0 olanlarda median sağ kalım (mOS) 125 ay, GPS 1 olanlarda mOS 37 ay, GPS 2 olanlarda mOS 19 ay olarak belirlendi. ( p: 0,002) (Şekil 3)
Sonuç:
Bu çalışma, GPS'nun mRCC hastalarında mPFS ve mOS açısından önemli bir prognostik belirteç olduğunu göstermektedir. GPS 0 olan hastalarda sağkalım sürelerinin anlamlı şekilde daha uzun olduğu, GPS 1 ve GPS 2 olan hastalarda ise bu sürelerin kademeli olarak azaldığı gözlemlenmiştir. Bu sonuçlar, GPS'nin klinik uygulamada Nivolumab tedavisi alacak mRCC hastalarında prognozun belirlenmesinde kullanılabilir. Bununla birlikte, daha büyük hasta gruplarında prospektif çalışmalarla desteklenmelidir.