Giriş: Transtorasik ekokardiyografi (TTE), kalbin anatomik ve fonksiyonel özelliklerini değerlendirmenin yanında kalbe komşu anatomik yapılar hakkında da bilgi verebilen invaziv olmayan bir görüntüleme yöntemidir. Onkolojide özellikle ilaçlarla ilişkili kardiyak yan etkileri değerlendirmek için sık olarak kullanılır. Kalp dışı yerleşimli malign hastalıklarda metastazları göstermekte ve yanıt değerlendirmede katkısı hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Olgu: Bilinen bir hastalığı olmayan ve aktif şikâyeti bulunmayan 62 yaşındaki erkek hasta, rutin kontrolleri esnasında saptanan demir eksikliği anemisi nedeniyle gastroenteroloji kontrolüne yönlendirildi. Endoskopik incelemede özofagus alt ucunda 36-38. cm seviyesinde posterior duvarda ülserovejetan kitle saptandı ve biyopsi alındı. Patolojik inceleme, az diferansiye adenokarsinom ile uyumluydu. Hasta gastroözofageal bileşke (GÖB) tümörü olarak değerlendirildi. Fizik muayenede özellik yoktu. Evreleme amaçlı toraks-abdomen bilgisayarlı tomografi (BT) ve pozitron emisyon tomografisi (PET-BT) tetkiklerinde sol paraaortik ve hepatogastrik alanda, metastaz yönünden şüpheli lenf nodları saptandı. Preoperatif rutin değerlendirme sırasında yapılan TTE ile parasternal uzun eksen görüntülerde sol paraaortik bölgede metastatik olduğu düşünülen lenf nodları görüldü (Resim-1). Tanısal laparoskopi sonucunda paraaortik lenf nodu metastazı kesinleşti. Operasyona uygun bulunmayan hastada sistemik kemoterapi uygulandı. Üç kür FLOT (florourasil-lökovorin-okzaliplatin-dosetaksel) tedavisinden sonra PET-BT ile primer lezyonda ve ilgili lenf nodlarında aktivite birikiminin gerilediği, lezyon boyutlarının azaldığı saptandı. TTE ile de metastatik lenf nodlarının boyutlarının küçüldüğü gözlendi (Resim-2).
Tartışma: Kesitsel inceleme yöntemleri, endoskopik ultrasonografi (EUS) ve tanısal ultrasonografi; GÖB tümörlerinde evreleme amacıyla sıkça kullanılmaktadır. Tedavi kararı için bazı hastalarda tanısal laparoskopi de uygulanır. Hastamızda cihazla ilgili teknik sorunlar nedeniyle EUS yapılamadı. Hastamızda TTE, kolay uygulanabilir noninvaziv bir yöntem olarak evreleme ve tedavi yanıtını izleme amacıyla kullanıldı. Literatürde bunun bir örneğine rastlanmadı.
Sonuç ve Yorum: Bazı bölgelerin TTE ile değerlendirilebilmesi, girişimsel yöntemlere duyulan ihtiyacı azaltabilir ya da bu yöntemlere uygun olmayan hastaların evrelemesine katkı sunabilir. Daha çok sayıda hastada TTE uygulamasının araştırılması, bu yöntemin etkinliği, duyarlılığı ve özgüllüğü hakkında yorum yapmak için yararlı olacaktır.