Amaç: Metastatik prostat kanserinde tedavi yaklaşımları hastanın özellikleri ve tercihlerine göre değişebilmektedir.

Olgu: 61 yaş erkek hasta, yaklaşık bir aydır olan bel ağrısı nedeniyle tetkik edilirken multipl kemik metastazları izlendi. Primere yönelik yapılan tetkiklerde PSA: 41 ng/ml saptanması üzerine yapılan prostat biyopsisi GS 4+5 olan prostat adenokarsinomu ile uyumlu bulundur. Baş ağrısı da olan hastanın kranyal MR'ında beyin metastazları saptandı. PSMA PET'te beyinde, akciğerde, kemiklerde ve lenf nodlarında tutulum izlendi. Kranyal radyoterapi sonrası kemoterapi kabul etmemesi üzerine hastaya abirateron+ADT başlandı. Bu tedavi ile yanıt alındı ve 9. ayda PSA:0,108'e geriledi. Ancak 15.ayda PSA progresyonu üzerine yapılan PSMA PET'te kemiklerde progresyon görülmesi üzerine lutesyum tedavisine başlandı. 2 kür lutesyum sonrası PSA:<0,01'e indi. Ancak tanıdan 22 ay sonra yeni gelişen nörolojik semptomlarla yapılan kranyal MR'da spleniyumda şüpheli lezyon saptandı. Yapılan beyin biyopsisi radyonekroz ile uyumlu gelmesi üzerine bevasizumab tedavisi başlandı. 4 kür sonra belirgin klinik ve radyolojik yanıt alınan hastada bevasizumab 8 küre tamamlandı. Hasta halen abirateron+ADT altında PSA nadir değerde izlenmektedir.

Sonuç: Metastatik prostat kanseri tedavisinde hastalığın farklı dönemlerinde farklı tedavi modaliteleri ayrı ayrı veya kombinasyon halinde kullanılabilmektedir. Komplikasyonların yönetiminde proaktif stratejiler önem kazanmaktadır.