Amaç: Son yıllarda, dünyada yaşlı nüfusun artması, teknolojik ilerlemeler ve yaşamı tehdit eden hastalıkların tedavisindeki gelişmelerin bireylerin yaşam sürelerinin uzamasına yol açması palyatif bakım ihtiyacını artırmıştır. Fiziksel, psikososyal ve ekonomik zorluklar yaşam kalitesini olumsuz etkilerken, her bireyin kaliteli bir yaşam sonu bakımı alma hakkını savunan ülkeler, palyatif bakım hizmetlerini sosyokültürel yapılarına uygun şekilde sağlık sistemlerine entegre etmeye çalışmaktadır. Bu kapsamda araştırmamız, hasta yakınlarına yönelik yapılan anket ile, palyatif bakımın gerekliliğini vurgulamak, hasta ve ailelerinin karşılaştıkları zorlukları belirlemek, ve bu hizmetlerin nasıl geliştirilebileceğini anlamak amacıyla düzenlenmiştir. Değerlendirme sonuçları, palyatif bakım hizmetlerinin etkinliğini artırma ve daha erişilebilir hale getirme çabalarına yönelik stratejik gelişmeler için temel oluşturmayı amaçlamaktadır.
Gereç-Yöntem: Çalışmamıza 01.12.2023 ile 01.02.2024 tarihleri arasında Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıbbi Onkoloji kliniğinine çalışmaya katılmayı kabul eden 230 hastanın refakatçisi dahil edilmiştir. Refakatçilerin demografik özelliklerine, hastalarının temel hastalık durumlarına ve palyatif bakım hakkında bilgi ve bilinç seviyelerini ölçmeye yönelik elde edilen verilerin istatistiksel analizleri için SPSS programı kullanılmıştır.
Bulgular: Bulguları incelendiğinde çalışmamıza katılan refakatçilerin 112`si(%51,3) kadın ve 118`i(%48,7) erkekti.Katılımcıların 48`i(%20,9) üniversite mezunu 64`ü(%27,8) lise mezunuydu.Hastalarımızın 72`si(%31,3) meme kanseri, 51`i(%22,2) akciğer ve 28`i(%12,2) kolon kanseriydi.Hastalarımızın evreleri incelendiğinde evrelere sahip olduğu görüldü.Refakatçilerin 85`i(%37) palyatif bakım hakkında bilgisi olduğunu belirtti.Bu kişilerin 49`u(%21,3) palyatif bakımı sosyal çevresinden; 19`u(%8,3) hekimlerden öğrendiğini ifade etti. Refakatçilerden hastası daha önce palyatif bakım almış olanların sayısı 40(%18,3) olup; bunların arasından en sık bakım alan grubun da 14(%6,1) hasta ile dedelerin oluşturduğu saptandı.Hastası için palyatif bakımı kabul eden katılımcı sayısı 96(%41,7) idi.
Sonuç: Kliniğimize başvuran hastaların refakatçileri üzerinde gerçekleştirdiğimiz bu çalışmada, eğitim seviyesinin yüksekliği, aktif olarak çalışma durumu ve daha önce palyatif bakım hizmeti almış olmanın, palyatif bakım hakkında bilinç düzeyini ve gerektiğinde palyatif bakımı kabul etme olasılığını istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde artırdığı saptanmıştır. Hastalık evresi ve tanı alma süresi açısından ise anlamlı bir fark bulunmamıştır. Literatürdeki benzer çalışmalar da bu bulgularımızı destekler niteliktedir.