Amaç: Metastatik melanomun tedavisinde son yıllarda immün check point inhibitörleri ile çok önemli bir başarı sağlanmış olup, hastaların sağkalım süresi belirgin bir şekilde uzamıştır. Ancak bu alanda klinik çalışma dışı olan ve günlük pratiği yansıtan çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışmanın amacı, klinik çalışma dışı olan, ileri yaş ve beyin metastazı gibi kötü prognostik faktörlü hastaları da içeren Türk metastatik melanom hastalarında immün check point inhibitörü tedavisinin etkinliğini ve güvenliğini incelemekti.
Gereç-Yöntem: Bu çalışma için Türkiye`deki 23 kanser merkezinde metastatik melanom tanısı ile immün check point inhibitörü tedavisi alan 249 hasta retrospektif olarak incelendi. Tedavinin etkinliği ve güvenliği araştırıldı. Prognoza etki eden faktörler incelendi.
Bulgular: İmmün check point inhibitörü tedavisi ile objektif yanıt oranı (ORR) % 37,7 bulundu. Median genel sağkalım (OS) 61 ay idi. Median OS arasındaki fark; yaş, objektif yanıt durumu, metastaz şekli ve beyin metastazı varlığı yönünden istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Median OS 70 yaş ve altı hastalarda 67 ay, 70 yaş üstü hastalarda 35 ay (p=0,02); objektif yanıt alınan hastalarda median OS`ye ulaşılamamış iken, objektif yanıt alınamayan hastalarda 41 ay (p<0.0001); de novo metastatik hastalarda 35 ay, rekürrens şeklinde metastaz görülen hastalarda 78 ay (p<0.0001); beyin metastazı olan hastalarda 37 ay, beyin metastazı olmayan hastalarda 67 ay (p=0.006) bulundu. Çok değişkenli analiz sonucunda, objektif yanıt olmaması durumu, de novo metastaz varlığı ve beyin metastazı varlığının diğer faktörlerden bağımsız olarak sağkalım üzerine etkili olan kötü prognostik faktörler olduğu gösterildi. Grade 3-4 immün ilişkili yan etkiler hastaların % 7,2`sinde görüldü.
Sonuç: Çalışmamız göstermiştir ki; Türk metastatik melanom hastalarında immün check point inhibitörü tedavisinin gerçek yaşam verileri, ülkemiz koşulları nedeniyle, diğer çalışmaların sonuçlarına göre bir miktar farklılık göstermektedir. Bunun yanında, çalışmamız klinik çalışma dışı hastaları da kapsadığı için farklı prognostik faktörleri ortaya çıkaran önemli bir çalışma olmuştur.