Amaç: Bilgisayarlı tomografilerin kullanımının artması ile birlikte, nadir görülen görüntüleme bulguları karşımıza çıkmakta ve bu bulguların diğer hastalıklar ile olası ilişkisi merak uyandırmaktadır. Mezenterik pannikülit (MP), mezenterik yağ dokuda kronik non spesifik inflamasyon ve fibrozis ile giden patolojiyi tanımlar. Literatürde abdominal cerrahi, otoimmünite, enfeksiyon ve malignite etyolojik faktörler olarak ileri sürülmüştür. Kriter-1; mezenterik kitle görünümü, kriter-2; yüksek dansiteli mezenterik yağ dokusu varlığı, kriter-3; mezenterik lenf nodu varlığı, kriter-4; halo bulgusu, kriter-5; ``psödokapsül` işareti bulgularından herhangi üçünün varlığı radyolojik MP tanısı için yeterli kabul edilmektedir. Bu çalışmada MP`nin malignite ilişkisi ve malignite riskini artıran ek faktörlerin araştırılması amaçlanmıştır.
Gereç-Yöntem: Ocak 2005 ile Aralık 2018 arasında tomografi ile MP tanısı alan 1223 olgu, tek radyolog tarafından objektif kriterler baz alınarak tekrar değerlendirildi. Çalışmaya alınan 716 olgu, MP tanısı anında malignite tanısı olan ve olmayanlar olarak ikiye ayrılarak karşılaştırıldı.
Bulgular: Mezenterik pannikülit prevalansı %1,1 bulundu. Yaş ortalaması 56 ± 14 (20-91) idi. Olguların % 49,4`(354) ünde MP bulgularına eşlik eden malignite tespit edildi. En sık görülen maligniteler meme kanseri (%12,2), jinekolojik maligniteler (% 6.4), kolorektal kanser (% 5.6) idi. Malign grubun ortalama yaşı, malign olmayan gruba göre yüksekti (P <.001). Ortalama hemoglobin düzeyi ve lökosit sayısı malign grupta daha düşüktü (P < 0,001). Radyolojik kriterlerden yüksek dansiteli yağ doku görünümü (kriter-2), malign grupta daha az görülürken (p: 004), ``psödokapsül` varlığı ( kriter-5) malign grupta daha sık tespit edildi. (p: 0,011)
Sonuç: Özellikle meme kanseri, jinekolojik kanserler ve kolorektal kanser olmak üzere malignite ile MP arasında yakın bir ilişki olduğu görülmektedir. Radyolojik ``psödokapsül` görünümünün malignite bulunan MP`li hastalarda sık görülmesi dikkat çekici bir bulgudur. Verilerimiz dikkate alındığında, malignite öyküsü olmayan hastalarda MP tespit edildiğinde, özellikle demografik, radyolojik ve labaratuvar bulguları ile risk taşıyan olgularda malignite yönünden yakın takip yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Verilerin desteklenmesi için ileri randomize prospektif çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.