Amaç: Metastatik pankreas kanserinin birinci sıra tedavisinde standardı Folfirinox rejimi oluşturmaktadır. Sonraki sıra tedavisinde ise Gemsitabin bazlı tedaviler kullanılmaktadır. Nabpaklitaksel Gemsitabin kombinasyonu ile tek Gemsitabin tedavisinden daha iyi genel ve progresyonsuz sağkalım sağlandığı retrospektif çalışmalarla saptanmıştır. Bu amaçla çalışmamızda unrezektabl veya metastatik pankreas kanseri tanılı, Folfirinox sonrası ikinci sıra tedavisinde Nabpaklitakselli tedavi alan hastaların yanıt durumu ve tolerabiliteleri incelenmiştir.
Gereç-Yöntem: Çalışmamız ulusal, çok merkezli, retrospektif olarak yapılmıştır. Folfirinox sonrası ikinci sırada Nab-paklitaksel almış 198 hastanın verileri taranmıştır.
Bulgular: Nab-paklitakselli tedavi sonrası ortanca PFS 4.8 ay idi. 1.basamak tedaviye yanıtlı olgularda ortanca PFS daha uzundu (yanıtlı 5.6 ay, stabil 4.1 ay, yanıtsız 3.6 ay; p=0.020). Tek ajan ile kombine tedaviler arasında istatistiksel fark bulunamadı. Tedavi ile CA 19-9 düzeyinde azalma izlenen hastalarda PFS daha uzun bulundu (yanıtlı 7.0 ay, stabil 5.5 ay, yanıtsız 3.2 ay; p<0.001). Klinik ve radyolojik yanıt durumu ile benzer sonuç elde edildi (Klinik: yanıtlı 8.5 ay, stabil 5.5 ay, yanıtsız 3.2 ay; p<0.001 - Radyolojik: yanıtlı 7.7 ay, stabil 4.9 ay, yanıtsız 3.9 ay; p<0.001). Nab-paklitakselli tedavi sonrası elde edilen ortanca OS 6.7 ay idi. Tek ajan ile kombine tedaviler arasında ortanca OS farkı bulundu (kombine 6.8 ay, tek ajan 4.5 ay; p=0.089). Nabpaklitaksel öncesi PS uzun sağkalım ile ilişkili bulundu (sırasıyla ECOG 0, 1 ve 2 için: 14.5 ay, 6.3 ay, 5.8 ay; p=0.066). Tedavi ile CA 19-9 düzeyinde azalma izlenen hastalarda OS daha uzun bulundu (yanıtlı 10.9 ay, stabil 7.9 ay, yanıtsız 4.3 ay; p<0.001). Klinik ve radyolojik yanıt durumu ile benzer sonuç elde edildi (Klinik: yanıtlı 11.7 ay, stabil 9.2 ay, yanıtsız 4.6 ay; p<0.001 - Radyolojik: yanıtlı 14.3 ay, stabil 9.2 ay, yanıtsız 5.5 ay; p<0.001).
Sonuç: Unrezektabl veya metastatik pankreas kanserinin 2.sıra tedavisinde Nab-paklitaksel kullanımı özellikle ilk sıraya yanıtlı hastalarda etkin görünmektedir. Bu konuda yapılacak prospektıf çalışmalara ihtiyaç vardır.