Amaç: Meme kanserinde, tümör heterojenliğine ve biyolojideki değişime atfedilen lokorejyonel nüks veya metastazda biyobelirteçlerin değişimi detaylıca tartışılmıştır. Metastatik meme kanserinde progresyon durumunda biyobelirteçlerin değişmesi olası olduğundan re-biyopsiler yapılması önerilmektedir.
Olgu: 62 yaşında kadın hasta, 2017 yılında sol memede kitle nedeniyle sol segmenter mastektomi yapıldı. Patoloji sonucu: ER+, HER2 +3, invaziv duktal karsinom raporlandı. Adjuvan tedavileri tamamlanan hasta takip edilirken Kasım 2018 yılında akciğer parankimde metastaz saptandı. Re-biyopsi sonucu HER2 +3 olan hastaya sıralı olarak her-2`yi hedefleyen tedaviler uygulandı. 2021 yılında progresyon nedeniyle yapılan biyopside ER+ HER2 +1 olarak gelen hastaya palbosiklib+fulvestrant tedavisi başlanıldı. Takiplerinde progresyon nedeniyle çoklu basamak tedavi uygulandı. Hastanın Aralık 2023 yılında sol ana bronş inferior komşuluğunda 18x15 mm (SUV max: 8,3) olan yeni bir lezyon saptanıldı. Torasik onkoloji konseyinde tartışılan vakamıza eksizyonel biyopsi önerildi. Patoloji sonucu, memede izlenen tümör ile farklı morfolojide olduğundan dolayı meme metastazı dışlanmıştır, akciğerin primer lenfoepitelyal karsinomu (az diferansiye skuamöz hücreli karsinom) olarak kabul edilebilir olarak raporlandı. Hasta tekrar torasik onkoloji konseyinde değerlendirildi. Akciğer skuamöz hücreli kanseri tanısı ile hastaya sisplatin gemsitabin kemoterapisi başlanıldı.
Sonuç: Meme kanseri tedavisinde progresyon durumunda metastatik lezyonlardan örnekleme yapılması ile tedaviler değişebilmektedir. Olgumuzda olduğu gibi tedavi süreçlerinde yapılan re-biyopsiler ile değişen marker durumlarına göre sıralı tedavilerimiz değişmiştir. Ayrıca uzun süre takip edilen hastalarda yapılan re-biyopsilerde ikinci primer kanserlerde saptanılabilmektedir.