Amaç: Torasik bölgeye RT(Radiyoterapi)/KRT(kemoradyoterapi)+/- immünoterapi alan hastalarda gelişen radyasyon pnömonit sürecini ve etki eden faktörleri araştırmak.
Yöntem: Torasik bölgeye RT alan hastaların verileri retrospektif olarak tarandı ve radyasyon pnömoniti gelişen 26 hastanın verileri analiz edildi.
Bulgular: Hastaların ortanca yaşı 54.5`ti (aralık:21-74). 17 hasta (%65.4) erkekti. Hastaların çoğunluğu (n=16) akciğer kanseri (KHDAK: %42.3 ve KHAK: %19.2) idi. 18 (%69.2) hastada sigara ve 4 hastada (%15.4) kronik akciğer hastalığı öyküsü vardı. 14 hasta (%53.8) eş zamalı KRT alırken, 13 hasta (%50) immünoterapi (İO) ile eş zamanlı RT almıştı. Toplamda ise 17 hasta (%65.4) tedavi sürecinde IO alırken, en sık kullanılan ajan pembolizumab idi (n=9, %34.6). Median RT dozu 44 Gy idi.
Hastalarda RT ile pnömonit gelişene kadar geçen süre ortanca 5.8 ay (aralık: 2.4-15.9) iken IO başlangıcından pnömonitis gelişene kadar geçen süre ortanca 6.2 aydı (aralık: 1.8-24.5). Pnömonitleri grad olarak kategorize ettiğimizde 20 hasta (%76.9) grad 2, 3 hasta (%11.5) grad 3 ve 3 hastada (%11.5) grad 1 idi. En sık görülen toraks BT bulguları konsolidasyon (n=8, %30.8) ve septal kalınlaşma ve distorsiyon (n=7,%26.9) ile 5 hastada (%19.2) retikülonodüler görünüm ve 3 hastada (%11.5) buzlu cam görünümü şeklindeydi. Ortanca steroid kullanımı 1.95 ay (aralık: 0.5-3.4) idi. 14 hastada (%53.8) steroid dozu 1 mg/kg dozuna çıkılmıştı. Ortanca 22.5 aylık takip süresinde, ortanca PFS 28.8 ay (CI %95 6.9-50.7) ve ortanca OS 54.1 aydı (CI %95 12.6-95.5). Hiçbir hastada RT pnömonitisine bağlı ölüm gözlenmedi. Grd2-3 RT pnömonitisi gelişimine etki eden faktörlerin analizi yapıldığında, her hangi bir predikte edici anlamlı faktör gösterilemedi.
Sonuç: Çalışmamızda KRT+İO alan hastalarda RT pnömoniti İO almayanlara kıyasla daha fazla görülmedi. Fakat hasta sayısı az olduğu için daha fazla hasta sayıları ile geniş kapsamlı karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç var. RT pnömoniti zamanında tanı almadığında ciddi mortal olabilen fakat erken farkedilerek, doğru tedavi edildiğinde yönetilebilir bir klinik antitedir.