Amaç: Meme kanseri tüm dünyada kadınlarda en sık gözlenen ve mortalitesi en yüksek kanserlerden birisi olup, üçlü negatif meme kanseri daha yüksek nüks riski ve kötü prognoz ile karakterizedir. Burada metastatik çoklu kez hormon reseptör değişikliği sergileyen ve takibinde Anaplastik Lenfoma Kinaz (ALK) pozitif akciğer adeno kanseri gelişen üçlü negatif meme kanserli bir hastayı sunuyoruz.
Olgu: 54 yaşında kadın hasta; sağ meme de kitle nedenli yapılan biyopsi sonucu invaziv duktal karsinom (IDC ) tanısıyla opere edildi. Patolojisi IDC; ER (-), PR(-), HER-2 (-) tümör 1,5 cm idi. Hastaya AC (adriamisin,siklofosfamid),sonrasında haftalık paklitaksel ve radyoterapi uygulandı. Kontrolde sağ akciğer üst lopta 1.4 cm çapında kitle gelmesi üzerine yapılan biyopsi sonucu ALK (+) adenokanser tanısı koyuldu. Adjuvan 4 kür sisplatin,vinorelbin tedavisi verildi. Kontrol pozitron emisyon tomografisi ( PET-CT ) `nde bilateral servikal lenf nodlarında ve sağ meme de şüpheli nodül gelen hastanın servikal biyopsisi ALK (-) akciğer adeno kanseri metastazı,meme biyopsisi üçlü negatif İDC geldi. Karboplatin, paklitaksel tedavisi başlandı. Kontrol PET-CT `de sağ supraklavikular bölgede yeni lenf nodu metastazının ekzisyonu tekrardan ALK (+) akciğer adenokanser metastazı ile uyumlu geldi. Alektinib başlandı. Takibinde sağ memedeki lezyonda progresyon saptanan hastadan alınan biyopsi sonucu hormon negatif, HER-2(+) IDC geldi. Modifiye radikal mastektomi yapıldı. AC, sonrasında trastuzumab tedavisi planlanan hasta alerjik reaksiyon nedenli tedavilerini tamamlayamadı. Kontrolde karaciğerde yeni metastatik lezyonlar saptandı, biyopsisi üçlü negatif meme kanseri metastazıyla uyumluydu.3 kür kapesitabin kullanıldı. Kontrolde karaciğer ve akciğer lezyonlarında progresyon saptandı.Yapılan biyopsi sonuçları karaciğerde üçlü negatif meme kanseri, akciğerde de ALK(+) adeno kanser metastazı ile uyumlu gelmesi üzerine sacituzumab govitekan ve lorlatinib başlandı ve hastanın takibine devam ediliyor.
Sonuç: Metastatik meme kanserinin tedavisinde, primer ve metastatik lezyonların takibinde moleküler profil değişikliği söz konusu olup; vakamızda olduğu gibi hastalığın tedavi ve prognozunu değiştirmektedir.