Amaç: Mesane kanseri, üriner traktın en sık görülen kanseridir. Son yıllarda görülme sıklığı artış eğilimindedir. Lenfatik ve hematojen yollarla çoğunlukla akciğerlere, kemiklere, karaciğere ve beyine metastaz yapar. Olgumuzda mesane ürotelyal karsinom tanılı hastada nadir gelişen meme metastazını sunduk.

Olgu: 68 yaşında erkek hasta hematüri sebebiyle başvurmuş. USG de mesane duvarında kalınlaşma izlenmiş. Haziran 2023 de TUR-M yapılmış. Biyopsi invaziv ürotelyal karsinoma olarak raporlanmış. Lamina propria ve muskularis propria invazyonu mevcuttu. PET-CT de mesanede patolojik FDG tutulumuna ek olarak sağ aksillada lenf nodlarında (SUVmaks: 2,4) ve sağ meme alt-dış kadranda 12 mm çapında noduler lezyonda artmış FDG tutulumu (SUVmaks: 1,2) izlendi. Meme USG de sağda 21x16 mm ve solda 9x6 mm olan solid kitleler saptandı. Hastanın memedeki şüpheli lezyonundan biyopsi alındı. Patoloji sonucu ürotelyal karsinom metastazı ile uyumlu olarak raporlandı. Tomografi sonuçlarında sağ aksillada 1 cm çapında birkaç adet lenf nodu ve ayrıca yine bu bölgeye yakın 12x19 mm intramamarian lenf nodu saptandı. Bilateral akciğerlerde 6,5 mm solid parankimal nodüller gözlemlendi. Abdomende mesane sol yarısında 19 mm asimetrik duvar kalınlığı ve mevcut kitlenin superior kesimde ekstravezikal uzanım göstererek mezorektal fasyaya temas etmekteydi. Ek olarak batın içi serbest sıvı ve mezenterde büyüğü 16x14 mm boyutunda çok sayıda implant gözlemlendi. Mevcut bulgular ışığında metastatik kabul edilen hastaya gemsitabin+karboplatin kemoterapisi başlandı.

Sonuç: Mesane kanseri sıklıkla lenfatik yayılım göstermesi sebebiyle en sık bölgesel lenf nodlarında tutulum yapmaktadır. Hematojen yayılım ile en sık metastaz akciğer dokusuna olmaktadır. Literatürde mesane ürotelyal karsinomlarının beklenmedik metastazları ile nadiren karşılaşılmaktadır. İlk meme metastazlarından biri 1999 yılında İspanya`dan bildirilmiştir. Diğer bir meme metastazı ise 2016 yılında Chen ve arkadaşları tarafından bildirilmiştir. Sonuç olarak mesane ürotelyal karsinom iyi bilinen ve metastaz alanları tahmin edilen bir tümör olmasına rağmen beklenmeyen bölgelerde uzak metastaz yapma potansiyeline sahiptir. Bu tarz olgularda tedavi öncesi şüpheli uzak lezyonlarda patolojik doğrulama yapılması tedavinin planlanmasında önemli rol oynamaktadır.