Amaç: Hepatosit büyüme faktörü (HGF), tümör mikroçevresindeki stromal hücreler tarafından salgılanan bir sitokindir ve proto-onkogenik reseptör olan c-MET (mesenchymal-epithelial transition factor) reseptörüne bağlanarak HGF/c-MET sinyal yolağını aktive eder. Embriyonik gelişimde ve yara iyileşmesinde önemli rol oynayan HGF/c-MET sinyal yolağı, erişkinlerde kanser dışında nadiren aktifleşir. Tümör mikroçevresinde enflamasyon ve HGF/c-MET sinyal yolağı aktivasyonu arasında ilişki gösterilmiştir. Bu çalışmamızda, pankreatobilier kanserli hastalarda serum HGF düzeyinin, hastaların klinik özellikleriyle ve sistemik enflamasyon biyobelirteçleriyle olan ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır.

Gereç-Yöntem: Pankreatobilier kanser tanılı 62 hasta çalışmaya alındı. Hepatosit büyüme faktörünün serum konsantrasyonu ELISA (enzyme-linked immunosorbent assay) yöntemiyle ölçüldü.

Bulgular: Hastaların medyan serum HGF düzeyi 329.1 ng/mL (1.4-1051.1) saptandı. Hastalar, medyan HGF düzeyinin altında olanlar (düşük HGF) ve medyan HGF düzeyinin üzerinde olanlar (yüksek HGF) şeklinde iki gruba ayrıldı. Metastazı olmayan hastaların %40.9`u yüksek HGF grubunda saptanırken, metastatik hastaların %72.2`sinin yüksek HGF grubunda olduğu görüldü (p=0.025). Yüksek HGF grubunda, düşük HGF grubuna kıyasla, monosit medyan değeri, monosit/lenfosit oranı medyan değeri, C-reaktif protein (CRP) medyan değeri ve CRP/Albumin oranının medyan değeri istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde daha yüksek saptandı (p<0.050).

Sonuç: Pankreatobilier kanserli hastaların serum HGF düzeyi ile sistemik enflamasyon biyobelirteçleri arasındaki ilişki, literatürde ilk kez bizim çalışmamızda gösterilmektedir. Metastaz varlığı ve serum HGF düzeyi arasında anlamlı ilişkinin gösterildiği bu çalışmamız, HGF/c-MET sinyal yolağının metastaz gelişimindeki önemini ortaya koymakta ve serum HGF düzeyinin pakreatobilier kanserli hastalarda prognostik biyobelirteç olabileceğini düşündürmektedir. Serum HGF düzeyi hastalık şiddetini gösterebileceği gibi kişiselleştirilmiş hedef tedaviler açısından da yol gösterici olabilir.