Amaç: Metastatik kastrasyon dirençli prostat kanseri (mKDPK) hastalarında androjen reseptör sinyal inhibitörleri olan abirateron asetat (AA) ve enzalutamid günlük pratikte yaygın olarak kullanılmaktadır. Tedavi seçiminde hastanın komorbiditeleri ve yan etki profili önemlidir. Bu çalışmada AA ve enzalutamid ile tedavi edilen mKDPK'li hastalarda vücut kitle indeksi (VKİ), HbA1c ve lipid düzeylerine bakılarak hastaların metabolik durumunun sağkalım sonuçlarına olan etkisi değerlendirilmiştir.
Gereç-Yöntem: Çalışmaya Ocak 2010 ile Haziran 2022 arasında, kastrasyon dirençli dönemde AA veya enzalutamid alan hastalar dahil edilmiştir. Hastaların tedavi öncesi son 6 ay içindeki HbA1c ve lipid değerleri belirlenmiş ve tedavi başlama tarihine en yakın olan veriler kullanılmıştır. Tedavi öncesi son 1 aydaki boy ve kilo ölçümleri kullanılarak VKİ hesaplanmıştır. Hastalar; VKİ (<25 kg/m2 ve >=25 kg/m2), HbA1c (<%6.5 ve >=%6.5), LDL (<100 mg/dL ve >=100 mg/dL), trigliserid (150 mg/dL ve >=150 mg/dL) ve total kolesterol (<200 mg/dL ve >=200 mg/dL) değerlerine göre kategorilere ayrılarak bu parametrelerin GSK (genel sağkalım) üzerine olan etkisi değerlendirilmiştir.
Bulgular: Araştırmaya dahil edilen 207 hastanın; 104`ü AA, 93`ü enzalutamid ile tedavi edilmişti. AA ile tedavi edilen grupta HbA1c<%6.5 olan hastalarda GSK`nın [69.9 ay (%95 Güven Aralığı(GA): 3.0-136.7)] HbA1c >=%6.5 olanlara [13.8 ay (%95 GA: 12.4-15.2)] kıyasla daha uzun olduğu görüldü (P=0.009). Enzalutamid alan ve HbA1c<%6.5 olan hastalarda ortanca sağkalıma ulaşılamadı ancak HbA1c grupları arasında GSK açısından istatistiksel anlamlı farklılık yoktu. VKİ ve lipid düzeylerinin AA veya enzalutamid alan hastalarda GSK üzerine etkisi izlenmedi.
Sonuç: Bu çalışmada, AA ile tedavi edilen mKDPK hastalarında tedavi öncesi yüksek HbA1c`nin kısa GSK ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. VKİ ve lipid düzeyi ile tedavi türü arasında GSK açısından farklılık saptanmamıştır. Bu sonuçlar mKDPK hastalarında özellikle diabetes mellitus varlığında tedavi seçiminin gözden geçirilmesi gerekliliğini vurgulamakla beraber hasta sayısı ve retrospektif çalışma dizaynı göz önüne alındığında daha büyük gruplarda yapılacak çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.