Amaç: Prostat kanseri, yaşlı hastalarda birçok morbiditeye, hatta ölüme neden olabilen osteoporotik kırık riskinin artmasıyla ilişkilidir. Özellikle androjen deprivasyon tedavisi (ADT) alan metastatik olmayan hastalarda osteoporoz için optimal yöntem ve tarama sıklığı tartışmalıdır. Osteoporoz tanısında rastlantısal kesitsel görüntülemelerin kullanılabilirliğini araştırmayı amaçladık.
Gereç-Yöntem: Merkezimizde 1 Temmuz 2006 ile 31 Aralık 2023 arasında prostat kanseri tanısıyla takip edilen hastalar tarandı. ADT alan 18 yaş üstü hastaların verileri hastane kayıt sisteminden elde edildi. Başka nedenlerle çekilen 3 kesitsel BT veya PET/BT görüntüsü radyologlar tarafından osteoporoz açısından değerlendirilerek L5 vertebra ortalama atenüasyonu belirlendi. Bulgular istatistiksel olarak karşılaştırıldı.
Bulgular: Toplam 66 hasta dahil edildi. Hastaların ortanca yaşı 64`tü. Tanıda 38 (%57,6) hastada metastatik hastalık vardı. Otuz bir hastaya (%47) adjuvan ADT uygulandı. Hastaların 57'sinde (%86,4) kemik metastazı mevcuttu. Toplam 60 (%90,3) hastanın yeni nesil anti-androjen tedavi aldığı görüldü. Kemik modifiye edici ajanlar arasında 49 (%98) hastada zoledronat ve bir (%2) hastada denosumab yer alıyordu. Hastaların 15'inde (%26,2) iskelet olayları gözlendi ve 43 (%65,2) hastaya radyoterapi uygulandı. Ardışık 3 görüntülemede L5 vertebra gövdesindeki ortalama atenüasyon Hounsfield ünitesi (HU) olarak kaydedildi. İlk ölçümdeki medyan HU 131, ikinci ölçümde 120 ve üçüncü ölçümde 111,5 olarak görüldü. Düşüş anlamlıydı (p<0,001). Medyan delta tüm hastalarda -4,5, adjuvan ADT uygulanan hastalarda -5,7, kemik metastazı olan hastalarda -3,9, birinci ve ikinci basamak yeni nesil anti-androjen tedavi alan hastalarda sırasıyla 0,4 ve -5,5, iskelet olayı olan hastalarda -2,8 ve kemik modifiye edici ajan kullanan hastalarda -1,65`ti. Alt gruplar arasında anlamlı fark gözlenmedi. Değişimin iskelet olayları riskine etkisini incelemek amacıyla lojistik regresyon yapıldı ve anlamlı bir model bulunamadı. Bayesian regresyon analizleri iskelet olayları ile kemik yoğunluklarındaki değişim arasında hiçbir ilişki olmadığını gösterdi (BF01 2,494-2,892).
Sonuç: Kesitsel görüntülemeler kemik kaybını gösterebilse de tek başına iskelet olaylarını öngörmekte yeterli görünmemektedir. Yeni görüntüleme yöntemleri ve bunların nomogramlarla kombinasyonları bu hasta grubu için önemli bir araştırma konusudur.