Amaç: Glioblastoma Multiforme(GBM) sürveyini değerlendirmek ve cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi ile sağlanan progresyonsuz sağkalım(DFS) ve medyan sağkalım süresini(OS) tek merkezdeki verilerler değerlendirmektir.
Materyal-Yöntem: 2018-2023 yılları arasında Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesine başvuran histopatolojik olarak GBM tanısı alan ve cerrahi işlem uygulandıktan sonra adjuvan radyoterapi ve kemoterapi uygulanan hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların verileri restrospektif olarak hasta dosyalarından elde edilmiştir. Hastaların demografik özellikleri descriptif istatistiksel yöntemlerle, DFS ve OS Kaplan-Meier yöntemi ile hesaplanmıştır.
Bulgular: 56 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Hastaların 19`ı (%33.9) kadın, 37`si (%66.1) erkek idi. Hastaların medyan yaş 53.4 olarak hesaplanmıştır. Eastern Cooperative Oncology Group performans skoruna(ECOG PS) bakıldığında 1(%1.8) hasta ECOG PS 0, 15(%26.8) hasta ECOG PS 1, 36 (%64.3)hasta ECOG PS 2 ve 4(%7.1) hasta ECOG PS idi. Ki 67; ortalama 28.75±18.01 ve medyan 25(5-80) olup hastaların Sağkalım süreleri(ay) ile Kİ-67 arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır(Tablo1). OS ile nüks sonrası 1.seri tedaviden progresyona kadar geçen süre ve adjuvan tedaviden nükse kadar geçen DFS korelasyon vardır. DFS süresi artıkça OS süresi artmaktadır(Tablo2). Adjuvan tedavi ile sağlanan DFS ve nüks sonrası 1.seri tedavide sağlanan progresyonsuz sağkalım arasında yakın ilişki vardır(Tablo2). Hastaya verilen kemoterapi veya radyoterapi ile DFS ve OS `ye istatiksel anlamlı katkı sağlamadı(Tablo3). Hastaların OS ile nüks sonrası yapılan cerrahideki rezidü durumu arasında korelasyon vardır. Buna rezidüsü olanların sağkalım süre ortalamasının, rezidüsü olmayanların sağkalım süre ortalamasından daha düşük olduğu tespit edildi(Tablo4). Hastalarımızda medyan DFS 9.8 ay olarak ve medyan sağkalım 20.4 ay olarak tespit edildi. 38(%67.9) hasta takip süresince ex olmuş ve 18(%32.11) hala tedavisi devam etmektedir.
Sonuç: Çalışmamızda GBM tanısı olan hastalarda total rezeksiyondan sonra rezidü kalmaması sağkalım üzerinde en önemli etkiye sahip olduğu tespit edildi. Hastalara verilen kemoterapi ve radyoterapinin etkisin kısıtlı olduğu görüldü. Varolan tedavi yöntemleri ile GBM' de beklenen OS kısa olması nedeniyle yeni tedavi yöntem ve ilaçlarla ilgili araştırmalara ihtiyaç mevcuttur.