Amaç: Malignite nedeniyle takip edilen ve HBV ile karşılaşmış hastalarda, immünsupresif tedavi sırasında reaktivasyon görülebilmekte ve morbidite hatta mortalite ile karşılaşılmaktadır. Hastaları, bu enfeksiyonlara yönelik taramak, reaktivasyonun önlenmesi için oldukça önemlidir. Yapılan çalışmalarda, taramaya yeterli önemin verilmediği görülmektedir. Biz de yaptığımız çalışmada, solid organ tümörü nedeniyle takip edilen hastalarda, HBV, HCV, HIV prevalansını ve tedavi öncesi tarama oranlarını tespit ederek, bu konuda farkındalık oluşturmayı amaçladık.

Gereç-Yöntem: Çalışmamıza, 2016 ile 2022 yılları arasında, Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalında solid organ tümörü nedeniyle takip edilen ve HbsAg, Anti-HBs, Anti- HBc, Anti-HCV, HIV ag/ab tetkiklerinden en az birine bakılmış olan 2195 hasta dahil edildi. Hastaların; yaşı, cinsiyeti, histopatolojik tanısı, tedavi ajanları, antiviral profilaksi uygulanması ve serolojik parametreleri retrospektif olarak tarandı ve kaydedildi.

Bulgular: Çalışmamızda, hastaların, %13,7`sine HbsAg, %13,3`üne Anti-HCV, %11,8`ine Anti-HBs ve %10,5`ine Anti-HBc IgG istendiği görüldü. İlgili tetkiklerin istendiği hasta grubunda, HbsAg pozitifliği %3,3, Anti-HCV pozitifliği %1, Anti-HBs pozitifliği %35,5, Anti-HBc IgG pozitifliği %35,5 ve izole Anti-HBc IgG pozitifliği %6,2 bulundu. İzole Anti-HBc IgG pozitifliği olan 137 hastada ise tedavi öncesinde, HBV-DNA istenmediği görüldü. Uygun tarama yapılmış olan hastaların, yıllara göre dağılımına bakıldığında ise hastaların %77,6`sının son üç yıla ait hastalar olduğu saptandı. Tarama sonucunda, risk sınıflaması yapılan ve yüksek riskli değerlendirilen hastaların 13`üne (%76,5) antiviral profilaksi uygulanmışken, dördüne ise (%23,5) uygulanmadığı görüldü. Orta riskli hastaların 59`una (%67,8) profilaksi uygulandığı, 28`ine (%32,3) uygulanmadığı saptandı.

Sonuç: Çalışmamızdaki veriler değerlendirildiğinde, solid organ tümörü olan hastalarda, HBV, HCV ve HIV serolojik parametrelerinin tarama oranlarının yeterli olmadığı görülmektedir. Uygun tarama yapılan hastalarda ise hatalı antiviral profilaksi uygulamaları göze çarpmaktadır. Hastaları, HBV ve HCV reaktivasyonundan korumak için, bu konudaki farkındalığın artmasının oldukça önemli olduğunu düşünmekteyiz. Bu nedenle, konuyla ilgilenen derneklerin güncel kılavuzlarındaki tarama ve antiviral profilaksi uygulama önerilerinin anlatıldığı eğitim toplantıları düzenlenmesinin tarama ve uygun antiviral profilaksi uygulama oranlarında artış sağlayacağını düşünmekteyiz.