Amaç: Premenopozal opere meme kanseri tanılı hastalarda adjuvan sistemik kemoterapinin (SK) anti-müllerian hormon (AMH) düzeyi, antral folikül sayısı (AFS) ve ortalama over hacmi (MOH) üzerine etkisini araştırmaktır.
Gereç-Yöntem: Adjuvan SK öncesi ve sonrası AMH düzeyleri, AFS ve MOH ölçümleri bir yıl boyunca 3'er aylık periyotlarla değerlendirildi. Tedavi olarak (antrasiklin-siklofosfamid-AC; dosetakselsiklofosfamid- TC; 4 kür AC ve sonrasında 12 hafta paklitaksel±trastuzumab ve 1 yıl trastuzumab, tamoxifen±LHRH agosnisti) olarak düzenlendi. Takip süresi boyunca 6 ay veya daha uzun süre adet görmeyen hastalar kemoterapiyle indüklenen amenore (KİA) olarak kabul edildi. Farklı kemoterapi rejimlerinin AMH, AFS ve MOH üzerine etkileri, menstruel siklusların yeniden başlaması ve KİA açısından etkileri araştırıldı.
Bulgular: 71 hasta çalışmaya uygun bulundu ve median yaş 38(23-51), median takip süresi 37 ay(20-51) idi. Hastaların %62'sinde KİA gelişti. AMH düzeyi ve AFS, SK'den bir yıl sonra önemli ölçüde azalırken (p<0.0001), MOH azalmadı (p=0,507).KİA gelişen hastalarda KİA gelişmeyen hastalara kıyasla; tedavi öncesi AFS (median:12 vs 4,50, p = 0,026) ve AMH düzeyi (median: 1,520 vs 0,755, p = 0,001) ve 1. yılın sonunda AMH düzeyi (median: 0,073 vs 0,010, p = 0,030) belirgin olarak daha düşüktü. Multivariate analizinde SK öncesi AMH düzeyi (OR: 0,273, %95 GA 0,102– 0,733, p = 0,010) KİA'yı öngörmek için en değerli ve en erken faktör olarak belirlendi. SK rejim farklılığı ile KİA arasında anlamlı bir ilişki bulunamadı (p> 0.05). KİA gelişenlerde yaş<=35 vs >35 olması durumu univariate analizde anlamlı iken (OR:4,667,95% CI:1,613-13,498,p=0,004), multivariate analizde bağımsız olarak etkileyen bir faktör olmadığı görüldü.
Sonuç: SK, meme kanserli hastalarda kemoterapötik ajanlardan bağımsız olarak AMH ve AFS düzeylerini önemli ölçüde azaltmaktadır. SK'den önceki düşük AMH düzeyleri ve antral folikül sayısının azlığı, KİA'yı predikte etmede önemli olduğu görülmektedir.