GİRİŞ: Küresel olarak, meme kanseri en sık teşhis edilen malignitedir ve her yıl iki milyondan fazla yeni vaka bildirilmektedir(1). Meme kanseri ölüm oranları 1970'lerden beri azalmaktadır (2). Meme kanserlerinin %99`u kadınlarda görülmektedir.%75 kadarı postmenopozal dönemde tanı almaktadır. Kanserli bir lezyonun `klasik` özellikleri, düzensiz sınırları olan sert, hareketsiz, tek dominant bir lezyonu içerir. En yaygın metastaz yaptığı bölgeler akciğer, karaciğer ve iskelet sistemidir. Metastaz durumunun varlığının net bir şekilde ortaya konulması için uygun sistemik değerlendirme önem kazanmaktadır. Bu vaka sunumunda kemik lezyonlarında metastaz ve metabolik kemik hastalığı ayrımının önemine dikkat çekmektedir.
Olgu: Ş.G 53 yaşında kadın hasta. 20 yıldır diyabet ve kronik böbrek yetmezliği ile takipli ve haftada 3 gün hemodiyalize giriyormuş. Sağ memede kitle farketmesi üzerine çekilen meme USG` de sağ memede 14x16 mm kitle saptanmış. Meme biyopsi sonucu: İnvaziv meme karsinomu ER %100(+), PR %100(+), cerbB2(-), grade 1, Ki 67 %5 saptandı. Evreleme amaçlı çekilen PET CT`de kemiklerde ve her iki femurda diffüz sklerotik, her iki asetabulum ve sol femur başında litik karakterde lezyonlar (yaygın kemik metastazları ile uyumlu)olarak raporlandı. Metastaz ayrımı net yapılamadığı için kemik sintigirafisi ve kalça MR planlandı. Kemik sintigrafisinde: Aksiyel ve apandiküler iskelette diffüz tarzda minimal artmış osteoblastik aktivite (öncelikle metabolik kemik hastalığı lehine) olarak yorumlandı. Kalça MR`da metastaz ile uyumlu lezyon ayırt edilmedi. Hastanın mevcut kemik lezyonlarının diyalize girdiği için metabolik kemik hastalığına bağlı olarak geliştiği düşünüldü ve hastaya sol meme koruyucu cerrahisinden sonra adjuvan tedavisi planlandı.
Sonuç: Uzun yıllar kronik böbrek hastalığı ile takip edilip hemodiyalize giren ve yeni tanı konmuş
bir malignitenin sistemik değerlendirmesinin önemini vurgulamak için sunduğumuz bu vakada,
memedeki erken evre bir tümör odağının bu kadar yaygın kemik metastazlarına neden olabileceği
şüphe uyandırmıştır. PET BT`de saptanan metastatik kemik lezyonları ibaresi gerekirse bu hastada
kemik biyopsisinin de tanıda gözönünde bulundurulması gerektiğini ortaya koymaktadır.