Giriş: Kanserin klinik yönetiminde ``precision medicine`(hassas tıp, hastaya özgü ) uygulanmasını kolaylaştırmak için, klinik olarak ilgili genomik verilerin raporlanması ve yorumlanmasının uyumlu hale getirilmesine ve standartlaştırılmasına ihtiyaç vardır. Bu çalışmamızda onkoloji pratiğimizde önemli yer tutan bu test sonuçlarını analiz ederken farkındalığı değerlendirdik.
Amaç-Yöntem: Bu çalışmamızda google anket form kullanıldı ve 12 soru soruldu. Soruların bazıları çoktan seçmeli ve bazıları kapalı uçluydu. Türkiye`de görev yapan tüm onkologlara bu anket soruları ortak mail grupları üzerinden gönderildi. Elde edilen veriler dokümante edildi.
Bulgular: Anket çalışmasına 102 onkoloji uzmanı katıldı. Katılan onkologların onkoloji uzmanlık süreleri en az 1 yıl en fazla 36 yıl olarak saptandı. 48`i üniversite hastanesinde 29`u eğitim araştırma hastanesinde 19`u özel sağlık merkezinde 5`i devlet hastanesinde çalışmaktaydı. Genetik testlerini 61 onkolog dış merkeze göndermekte, 41 onkolog kendi merkezinde değerlendirdiğini belirtti. 28 onkolog gönderdiği merkezin ruhsatını ve akreditasyonunu bilmiyorum şeklinde yanıtladı. 48 onkolog kanser tipine özgü hedefli dar panel çalışırken 26 onkolog çok geniş panel olarak yanıtladı. En sık istenen hastalık akciğer kanseri iken 2. en sık istenen hastalık nadir hastalıklar olarak yanıtlandı. 91 onkolog ileri evrede, 11 onkolog erken evrede genetik testi tercih ettiğini yanıtladı. 56 onkolog sonuçlarda ESCAT ve onkoKB `nin raporlanmadığını işaretledi. 53 onkolog ise ESCAT ve onkoKB talep etmediğini işaretledi. 37 onkolog ESCAT`ı, 23 onkolog onkoKB` yi kullandığını işaretledi. ESCAT 3-4 ve onkoKB 3-4 sonuçlarında ise 39 onkolog moleküler konsey yaptığını, 56 onkolog ise NGS'e göre tedaviyi değiştirdiğini işaretledi. Yanıt alınmadığında ise 42 onkolog tekrar test istediğini belirtti.
Tartışma ve Sonuç: ESCAT ve onkoKB genomik anormalliklere göre hedefe yönelik tedavileri
belirlemek için kanıta dayalı kriterleri tanımlamayı amaçlamaktadır. Böylece etkili tedavi için
fırsatların kaçırılmaması veya varsayımsal hedeflerin aşırı yorumlanmasına yol açabilecek
sonuçların yanlış yorumlanmasının önüne geçilmesi sağlanmış olur.