Amaç: Fibrin ilişkili büyük B hücreli lenfoma (Fİ-BBHL), diffüz büyük B hücreli lenfomaların (DBBHL) oldukça nadir görülen formudur. Fİ-BBHL, Epstein-Barr virüsü (EBV) ile enfekte lenfositlerin dokularda aşırı derecede proliferasyonu ile karakterize; EBV ilişkili lenfoproliferatif bir hastalıktır[1]. Fİ-BBHL en yaygın olarak vücut boşlukları (ör. psödokistler) ve yabancı cisimler (yapay kalp kapakçıkları) gibi immünolojik olarak sekestre ve fibrinojen birikmiş alanlarda gelişir. Fİ-BBHL genellikle bu bölgelerden alınan örneklerde tesadüfen saptanır[2]. Olgumuzda da akciğer kanseri sebebiyle pnömonektomi olan hastada gelişen kronik plevral efüzyonun örneklemesi sonrası tesadüfen saptanan kronik inflamasyon zemininde EBV pozitif Fİ-BBHL vakası takdim edilecektir.
Olgu: Fibrin ilişkili büyük B hücreli lenfoma (Fİ-BBHL), diffüz büyük B hücreli lenfomaların (DBBHL) oldukça nadir görülen formudur. Fİ-BBHL, Epstein-Barr virüsü (EBV) ile enfekte lenfositlerin dokularda aşırı derecede proliferasyonu ile karakterize; EBV ilişkili lenfoproliferatif bir hastalıktır[1]. Fİ-BBHL en yaygın olarak vücut boşlukları (ör. psödokistler) ve yabancı cisimler (yapay kalp kapakçıkları) gibi immünolojik olarak sekestre ve fibrinojen birikmiş alanlarda gelişir. Fİ-BBHL genellikle bu bölgelerden alınan örneklerde tesadüfen saptanır[2]. Olgumuzda da akciğer kanseri sebebiyle pnömonektomi olan hastada gelişen kronik plevral efüzyonun örneklemesi sonrası tesadüfen saptanan kronik inflamasyon zemininde EBV pozitif Fİ-BBHL vakası takdim edilecektir.
Sonuç: Kronik plevral efüzyon; pnömonektomi sonrası gelişebilmekle birlikte bir çok hasta yıllarca
stabil olarak seyretmektedir. Bu sıvıların tesadüfi örneklemelerinde EBV pozitif Fİ-BBHL `ye
insidental olarak nadiren rastlanılmaktadır. Bu gruptaki lezyonların bir kısmı klinik olarak agresif
seyrederken; daha indolan klinik seyre sahip antitelerde tanımlanmıştır. Bu lezyonların da
sitomorfolojik bulgularının yüksek dereceli lenfoma özellikleri sergilediği; ancak seyirlerinin daha
yavaş olduğu bildirilmektedir. Hiçbir klinik bulgusu olmayan kronik plevral efüzyonu olan hastalarda
sitolojik inceleme gerekliliği bilinmemektedir. Literatürde bizim vakamız gibi tesadüfen saptananan
Fİ-BBHL olgularının olduğu bilindiğinden; daha fazla sayıda kronik inflamatuar sıvı örneklemeleri ile
yapılan çalışmalara ihtiyaç vardır.