Amaç: Meme kanseri tanısı savaşın, göçün ve sosyoekonomik ve kültürel olarak geri kalmanın sonucu olarak geç koyulmakta ve uygun tedaviye ulaşmada aksaklıklar oluşabilmektedir. Biz bu çalışmamızda Suriyedeki savaş sonrası Türkiyeye gelen Suriye uyruklu meme kanseri hastaları ile aynı dönemde meme kanseri tanısı konulan Türkiye Cumhuriyeti (TC) vatandaşlarının klinik,demografik ve patolojik özelliklerini incelemeyi amaçladık.
Gereç-Yöntem: Tıbbi onkoloji polikliniğine 2017 ile 2022 yılları arasında başvuran toplam 985 hasta tarandı, çalışmaya 294 hasta dahil edildi. Çalışmada Moleküler alt tipler luminal A, luminal B, HER 2 pozitif ve triple negatif olarak sınıflandırıldı. Proliferasyon indeksi olarak Ki-67 kullanıldı. Tümör boyutu AJCC 8. edisyona göre sınıflandırıldı. Çalışmamızda istatistiksel analizi SPSS 17.0 ile yapıldı
Bulgular: Ortalama tanı yaşı 49, Suriye uyruklularda 45, TC vatandaşı olanlarda 49 idi. Tanı sırasında metastatik olan hasta sayısı 66 (%22.4) olarak saptandı. Tanı sırasında metastatik olanlar Suriyeli 14/55(%25,5), TC vatandaşlarında ise bu oran 52/239 (%21.8) olup istatistiksel olarak farklı değildi. Moleküler alt tiplere bakıldığı zaman Luminal A TC vatandaşalarında %22.7, suriye uyruklularda %11,1 iki grup arasında sınırda istatistiksel anlamlılık vardı (p: 0.058), Luminal B`nin her iki grupta %30 civarında olduğu, HER 2 pozitif TC vatandaşlarında %33,2 iken suriye uyruklularda %46 (p:0,07), Triple negatifin ise her iki grupta benzer olduğu görüldü.(şekil-1) HER- 2 pozitif ve triple negatif hasta gruplarında neoadjuvan kemoterapi alması gerekirken almayan hasta oranı TC vatandaşlarında %62.5 iken suriye uyruklularda %73.7 olarak saptandı (p>0,05) (şekil-2)
Sonuç: Tanı sırasında metastatik hastalık oranın benzer olması Suriyelilerin sağlık sistemine ulabildiklerini göstermiş olabilir. Moleküler alt tiplerde luminal A grubu TC vatandaşlarında Suriyeli gruba göre yaklaşık 2 kat fazla olmasına rağmen istatistiksel olarak sınırda anlamlılık mevcuttu, hasta sayısı arttırılırsa fark istatistiksel anlamlılığa anlamlı erişebilir. Sadece triple negatif ve Her 2 pozitif hastalık alındığında dahi her iki gruptaki hastaların yarsıından fazlası neoadjuvan tedavi almamış olup bu veri multidisipliner yaklaşımın ne kadar gerekli olduğunu göstermektedir