Amaç: Eş zamanlı birden fazla maligniteye sahip hastaların yönetimi onkoloji pratiğini etkilemeye devam etmektedir. Hangi tümörün öncelikle tedavi edileceğinin kararı genellikle tümörlerin tahmini prognozuna dayanmaktadır.
Olgu: 68 yaşında erkek hasta, karın ağrısı şikayeti yapılan tetkiklerinde karaciğerde yaygın en büyüğü 6 cm kitle tespit edilmesi üzerine 07.2020 de kliniğimize yönlendirilmişti. PET BT incelemesinde karaciğerde yaygın metastatik lezyonlar, pankreas baş kesiminde 56 mm kitle, batın içi yaygın lenf nodları ve vertebral ve pelvik kemiklerde yaygın metastazları mevcuttu. Batın mrı incelemesinde karaciğerde ki lezyonlar hepatoselüler karsinom olarak değerlendirildi. Kan tetkiklerinde AFP: 1210 ng/ml idi. Hastanın görüntüleme sonuçlarının ve kliniğinin uyumsuzluğu nedeniyle karaciğer biyopsisi yapıldı. Karaciğer biyopsisi hepatoselüler karsinom ve küçük hücreli karsinom birlikteliği olarak raporlandı. Hastaya vertebral radyoterapi sonrası Karboplatin+ Etoposid kemoterapisi, antiviral tedavi ve zoledronik asit tedavisi başlandı. 3 kür tedavi sonrası parsiyel remisyon yanıtı elde edilirken, Şubat 2021 de 6. kür karboplatin etoposid kemoterapisi sonrası stabil hastalık yanıtı elde edildi. Kemoterapi sonrasında AFP 3200 ng/ml tespit edilen ve Child-Pugh A olarak değerlendirilen hastaya Sorafenib tedavisi başlandı. Sorafenib tedavisi sırasında 3.ve 6. aylarda BT incelemesinde stabil hastalık yanıtı elde edilirken AFP 3. ve 6. ayda sırası ile 2356 ve 5638 ng/ml idi. Sorafenib tedavisinin 9. Ayında çekilen BT incelemesinde akciğerde yeni gelişen multipl metastatik lezyonlar bulunmakta idi ve AFP 12800 ng /ml idi. Yeni gelişen akciğer metastazlarından biyopsi planlandı. Yapılan biyopsi hepatoselüler karsinom metastazı ile uyumlu idi. İkinci basamak tedavide Child- Pugh A olan hasta ya Regorafenib tedavisi planlandı. Üçüncü ayda yapılan yanıt değerlendirmesinde AFP:4638 ng /ml idi ve BT incelemesinde stabil hastalık yanıtı mevcut idi. Hasta halen 80 mg Regorafenib ve zoledronik asit tedavisi ile takiptedir.
Sonuç:
Çoklu primer tümöre sahip hastaların yönetiminde tekrarlayan biyopsiler kanıta dayalı tıp çağında
vazgeçilmez tanı araçları olarak kullanılmaktadır.