Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi

Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi

TTOD 2022
Sunum No: S-118
Gastrointestinal sistem

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı`nda Tedavi Edilen Primer Mide Lenfomalı Hastaların Uzun İzlem Sonuçları

Ilgın Akbıyık1, Engin Eren Kavak1, Filiz Çay Şenler1, Güngör Utkan1, Hakan Akbulut1

1 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı, Ankara

Görüntüleme: 180
 - 
İndirme : 60

Giriş Mide, primer gastrointestinal lenfomaların en sık görüldüğü organdır. Primer mide lenfomaları klinik ve patolojik özellikleri kadar, tedavi yaklaşımları yönünden de heterojendir.

Hastalar ve Yöntem Bu çalışmada, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı`nda 2009 ile 2021 yılları arasında primer mide lenfoması tanısı ile takip edilen hastaların tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelenmiştir.

Bulgular Verileri değerlendirmeye alınan 26 hastanın ortanca yaşı 59`du. Hastaların 15`i (%58) erkek, 11`i (%42) kadındı. Medyan izlem süresi 90 (1-165) aydı. Hastaların en sık görülen iki başvuru semptomu olan ağrı (%54) ve kilo kaybı (%14) olarak saptandı. Hastaların %81`inin (n=21) tümör histolojisi diffüz büyük B-hücreli lenfoma (DBBHL), %8`inin ise (n=2) MALT (Mucosa-associated lymphoid tissue) lenfoma olarak değerlendirildi. Hasta ve tümör özellikleri, Tablo 1`de gösterilmiştir. Hastaların 10`una (%38) cerrahi uygulanmıştır. 16 hasta (%32) sistemik tedavi olarak R-CHOP (rituksimab, siklofosfamid, doksorubisin, vinkristin, metilprednizolon) protokolü ile tedavi edilmiştir. Hastaların aldıkları sistemik tedaviler, ilk basamak tedaviye verdikleri yanıtlar, radyoterapi alma durumları ve tedavi sırasında grad 3-4 toksisite görülme sıklığı Tablo 2`de gösterilmiştir. 26 hastanın birinde gastrointestinal sistem kanaması izlenmiş ve transfüzyon ihtiyacı olmuştur. Hastalarda perforasyon gelişmemiştir. Verilerine ulaşılabilen 20 hastanın dördünde hastalık nüksü gözlenmiştir. Verilerin değerlendirildiği tarih itibarıyla 26 hastanın 12`si (%46) ölmüştür.

Sonuç ve Yorum Literatürdeki geniş vaka serilerinde ve ülkemizden yayınlanan çalışmalarda primer mide lenfomaları arasında DBBHL histolojisi %55-60 oranında bildirilmişken, bizim olgularımızda %81 olarak daha yüksek saptanmıştır. Bu durum kliniğimize daha agresif patolojik grupların yönlendirilmesi ile açıklanabilir. Genel demografik ve klinik özellikler ile uygulanan tedavi modaliteleri ve sonuçları eski serilerle benzerlik göstermektedir. Medyan izlem süremiz literatürdeki serilerden daha uzundur. Çalışmamızın en önemli kısıtlılıkları, retrospektif verilere erişimde yaşanan sorunlar ve hasta sayısının azlığıdır.


Anahtar Kelimeler : Diffüz büyük B-hücreli lenfoma, MALT lenfoma, Primer gastrik lenfoma, Rituksimab