Amaç: Erken evre meme kanserlerinde aksiller bölgenin sentinel lenf nodu örneklemesi yapılarak frozen da değerlendirilmesi ve diseksiyona kadar giden agresif cerrahi işlemler yapılması tartışmalıdır. Bu aşamada ACOSOG Z0011 çalışması aksiller yaklaşım için iyi bir kılavuzdur. Bu çalışmada klinik olarak erken evre T1/T2, non-palpable lenf nodu olan, ultrason ve aksilla biyopsisi negatif hastalar ve aksiller biyopsisi pozitif olup neoadjuvan tedavi alan (NAC) hastalar alındı. SLN ve frozen sonuçlarına göre aksiller diseksiyon (AD) yapılarak, lenf nodu pozifliğinin retrospektif olarak klinik, frozen ve diseksiyon piyeslerinde birbirlerine uyumu araştırıldı.
Gereç-Yöntem: Erken evre meme kanseri olan 200 olguda, aksiller ultrasonografi, biyopsi, sentinel lenf nodunun ve aksiller diseksiyonun frozen ve parafin sonuçlarına göre uyumları/ ya da uyumsuzlukları retrospektif olarak incelendi. Her ikisi de pozitif olanlarda pozitif prediktif değer( PPV), doğruluk oranları kayıt edildi. Ultrasonografi ve biyopsinin her ikisinin de negatif olduğu olgularda negatif prediktif değerleri hesaplandı.
Bulgular: Toplam 200 olgunun 19 (9.5%) unda frozen ve parafin arasında uyumsuzluk; 181 olguda ise (90.5%) birbiri ile uyumlu sonuçlar vardı. Aksiller diseksiyon (AD ) uygulanan 38 hastanın 5`inde ( AD yapılmayan 1 olguda ) frozen ve diseksiyon diskordansı, 32 hastada frozen ve diseksiyon uyumu görüldü. Uyumsuzluk olan 19 olgunun; 16`sı neoadjuvan tedavi (NAC ) dışı grupta, 3`ü ise NAC tedavisi alan grupta idi. Klinik olarak aksiller tutulum olmayan olgularda frozen ve parafin blokta negatif prediktif değeri 80 % idi.
Sonuç: Erken evre meme kanserlerinde aksillaya frozen inceleme yapılmaksızın,sentinel lenf nodu sonu parafin değerlendirmeler tedavi yaklaşımlarına yön vermede yeterli görünmektedir. Dahası iyi bir klinik inceleme,ultrasonografi ve aksiller biyopsi ile konfirmasyon diseksiyon oranlarını azaltarak, cerrahiye ait işlevsel bozuklukları azaltacaktır